Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Türk sinemasının 100. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen “100. Yıl Film Afişleri Sergisi”nin açılışını yaptı.

 

Serginin açılışında konuşan Bakan Ömer Çelik, sinema kanun taslağını en kısa zamanda Bakanlar Kurulu’na sunup onay aldıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edeceklerini bildirdi.

 

2005-2014 döneminde toplam 150 milyon dolar destek verilen sektörde üretimde son derece çarpıcı artışlar yaşandığını ifade eden Bakan Ömer Çelik, “Bununla gurur duyarak söylüyorum, 2002 yılında gösterime giren yerli film sayısı sadece 9 iken sinemamızın 100. yılında bu sayı 100’ü aşmış ve toplam seyirci sayısı 60 milyona ulaşmıştır.” dedi.

 

 

 

“Türk sinemasının 100. yılını kutluyoruz. Hem yurt içinde hem yurt dışında bu kutlamaları sürdürüyoruz.

 

Sinemamızın dünya sinemasıyla birlikte her alanda gördüğü ilgi ve sahip olduğu prestij bizi fevkalade mutlu ediyor. Tabii sinemanın diğer sanat dallarından ayrıcalıklı bir tarafı var. Diğer sanat dallarının neredeyse hitap ettiği bütün sanat alanlarını yatay keserek çok daha boyutlu bir şekilde kitlesine hitap ediyor.

 

Sinema kendine has diliyle tarihe ve duygulara tanıklık ediyor. Toplumsal gerçeklikleri kuşaktan kuşağa aktarıyor. Bunun yanı sıra da sosyokültürel açıdan çok önemli işler yürütüyor.

 

Kuşkusuz 100 yılı aşan bu büyük serüvende pek çok aşamadan geçtik. Ülkemizde tiyatronun da kurucularından merhum Muhsin Ertuğrul’un başlattığı dönemden Yeşilçam’ın altın çağlarına, video furyasından günümüze kadar büyük emekler harcandı. Bu emeklerde söz sahibi olan herkese bir kere daha sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

 

Beyaz perdede bazen yaşanan sosyal sıkıntıları, bazen zengin kültürümüzdeki farklı mizah anlayışlarını gördük. Toplumumuzun hemen her alanıyla ilgili hikayeleri oradan izledik. Siyasi tarihimizi etkileyen tartışmalar, gelenekçi-modernist tartışması, merkez-çevre tartışması gibi bütün bu tartışmalar bunun içerisinde bir anlam buldu.

 

Türk sinemasının uzun serüveninde Muhsin Ertuğrul’dan Lütfi Akad’a, Atıf Yılmaz’a, Yücel Çakmaklı’ya ve Yılmaz Güney’den Nuri Bilge Ceylan’a kadar birçok önemli ismi yetiştirdi. Burada adını saydığım-sayamadığım, bu salonda da bulunan pek çok kıymetli insan var. Her biri Türk sineması açısından dev marka değerinde ve ülkemizin yumuşak gücü olarak dünyaya tanıtılmasında çok büyük bir vazife gördüler, görmeye de devam ediyorlar.

 

Bugüne kadar 6 binden fazla uzun metrajlı film sinemaseverlerle buluştu. Son derece zengin bir içerikle hazırlanan bir sergideyiz. Çoğumuzun bir nostalji yaşarken değişik duygulara kapılacağını, o dönemleri hayal ederek farklı bir bakış açısıyla o dönemi değerlendireceğini düşünüyoruz.

 

Bakanlığımız tarafından düzenlenen ve halkın oylarıyla seçilen 100 Türk filminin afişleri de burada var.

 

 

 

Türk sinemasının geçmişini kayda almaya yönelik böyle çalışmaları, hafızamızı halkımız ile buluşturan bu tip etkinliklerin gerçekleştirilmesini çok önemsiyoruz. İktidarımız döneminde çıkarılan 5224 sayılı yasa ile birlikte sinema sektörümüz düzenli ve sürekli bir desteğe alınmıştır. Sektöre 1990-2004 yılları arasında 5.7 milyon dolar destek sağlanırken bu rakam 2005-2014 döneminde toplam 150 milyon dolar olmuştur. 

 

Bu desteklerle birlikte üretimde yaşanan artışlar son derce çarpıcıdır. Bununla gurur duyarak söylüyorum, 2002 yılında gösterime giren yerli film sayısı sadece 9 iken sinemamızın 100. yılında bu sayı 100’ü aşmış ve toplam seyirci sayısı 60 milyona ulaşmıştır.

 

Bugün toplam büyüklüğü milyarlarla ifade edilmekte olan sinema sektörümüz endüstriyel anlamda bir film sektörü haline gelmiştir. Yaşanan bu nicel artışın yanı sıra filmlerimizin nitelikleri, teknik düzeyleri ve sinematografik dillerindeki gelişme uluslararası arenada taltif görmüştür. Türk filmleri dünya sinema vitrininde adından çokça söz ettirmektedir. Filmlerimiz dünya pazarlarında kendilerine yer bulurken en önemli film festivallerinden büyük ödüller kazanmaktadır ve bu ödüllerle de ülkemizin sesini dünyaya daha çok duyurmaktadırlar.

 

Türk sinemasının bir asrını geride bırakırken yeni Türkiye vizyonu ışığında sinemamızın ikinci yüzyılını devrimsel adımlarla başlattığımızı söylemek isterim. Yumuşak güç olarak nitelendirdiğimiz sinema sanatı, büyük ve başat güç olma saikleriyle 2023 vizyonumuz doğrultusunda hareket eden ülkemizin bu hedeflere ulaşması yolunda daha da etkili bir araç haline getirilecektir.

 

Son yıllarda Türk sinemasının elde ettiği başarıları sürdürülebilir kılmak, eser sayısı ve niteliğindeki artışı oluşturacak, üretilen eserlerin daha fazla seyirciyle buluşmasını sağlayacak, sinema sektörünü stratejik bir sektör olarak yeniden ele alacak, yaşanan tıkanıklıkları giderecek yeni destek mekanizmalarını içeren bir kanun taslağı çalışmaları sektör temsilcilerinin katılımıyla tamamlanmıştır. İnşallah bu kanun taslağını en kısa zamanda Bakanlar Kurulu’na sunup onay aldıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edeceğiz.

 

Hazırlanacak ‘Türkiye Sinema Kanunu’ sektörün daha çok desteklenmesi, hak ettiği şekilde desteklenmesi için ve küresel düzeydeki rekabette yerini alması için büyük bir imkan sağlayacaktır.

 

 

 

Türk sineması bu uzun serüveninde 6 binden fazla uzun metrajlı filmi de sinemaseverlerle buluşturmuştur. Mevcut eserlerin uluslararası standartlara uygun biçimde depolanması konusunda maalesef sınıfı geçtiğimizi söyleyemem. Bunların depolanması, korunması, restore edilmesi, dijital çağın gereksinimlerini karşılar biçimde tek elden modern bir şekilde arşivlenmesi alanında ciddi eksiklikler vardır. Bu eksikliklerin giderilmesi amacıyla farklı medya türlerine kayıtlı binlerce eserin elverişli koşullarda depolanıp korunabileceği, bozulmaya yüz tutmuş ya da bozulmaya elverişli kayıtların hızlı ve etkin biçimde restorasyonunun gerçekleştirilebileceği, Türk ve dünya sinemasının tarihine ışık tutacak geniş kapsamlı bir sinema müzesinin de yer alacağı Türkiye Film Arşivi ve Sinema Müzesi’nin ön çalışmalarını tamamladık.

 

Önümüzdeki yılın ilk aylarında temelini atmayı planladığımız bu proje ile 2023 vizyonumuz çerçevesinde koyduğumuz büyük ülke hedefi doğrultusunda kültür alanında da simgesel bir mührü vurmuş olacağız.

 

Başkentimiz Ankara’da bu etkinliği yapmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Burada en çok alkışlanması gereken tabii ki sinemaya emeği geçen sanatçılardır. Ama daha büyük bir alkışı da sinema seyircisi hak ediyor.

 

Türkiye’de sinema seyircileri arasında yaptığımız anket -bu serbest bir anket-, ‘Hangi filmleri beğeniyorsunuz?’ diye yaptığımız anket, filmlerin desteklenmesi ve uluslararası festivallerde ödül alması arasındaki paralellik ile Türk sinema seyircisinin ne kadar nitelikli ve bilinçli bir seyirci olduğunu da ortaya koyuyor.

 

Dolayısıyla Türk sineması 100. yılına gelmişse ona emeği geçenler kadar Türk sinema seyircisinin de burada en büyük alkışı hak ettiğini düşünüyorum. Bu serginin hayırlı olmasını diliyorum.”

 

Açılışına sinema dünyasından pek çok ünlü ismin de katıldığı sergi, Cer Modern’de 12 Ocak’a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.