BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


GELECEĞİMİZ İÇİN ÇEVREYE YÖNELİK TEHDİTLERİN YOK EDİLMESİ ELZEMDİR

Bakan Ömer Çelik: “Ordumuzdan, ekonomimizden, demokrasimizden daha kıymetlidir çevremiz, çünkü bütün bunlar çevre üzerinde varlık bulur.”
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.

Etkinlikte konuklara hitap eden Bakan Ömer Çelik, yaşadığımız coğrafyayı korumanın ve gelecek nesillere temiz bırakmanın önemini vurguladı.
 

Deniz Kelimesinin Yanına En Çok Yakışan Kelime Temizdir

“Bazı kelimeler vardır, yanına dünyanın en güzel kelimelerini çağırır. Herhalde deniz kelimesinin yanına çağırabileceği en güzel kelimelerden bir tanesi temiz kelimesidir.

Okuduğum bir metinde, bir baba çocuğuna doğanın nasıl bir öğretmen olduğunu anlatırken, ‘Dünyanın temiz denizleri derinlere gittikçe daha çok canlıyı içinde barındırır ve dünyaya büyük katkı sağlar. Ama deniz kirlenirse içindeki canlı sayısı azalır ve fakirleşir.  Nasıl deniz temiz olduğu zaman içinde dünyanın en zengin varlıklarını barındırıyor, insan zihnide deniz gibi olmalıdır. İnsan zihni ne kadar temiz olursa; ön yargılardan, tabulardan, ırkçılıktan, düşmanlıktan ne kadar arınırsa içerisinde büyük zenginlikler barındırır. Ama denizin kirlenmesi gibi insan zihni de kirlenirse; içinde ön yargılar, tabular ve ideolojik dayatmalar olur, başkalarının hayat tarzlarına karşı düşmanlıklar olur.” diyor.

Bir baba böyle bir örnekle çocuğuna, denizin temiz olması gerektiği gibi insan zihninin de temiz olması gerektiğini anlatıyor.”
 

Suyun, Denizin, Nehirlerin Temizliği İnsanlığın Geleceği İçin Yüzyıllar Ötesinden Beri Bize Ses Veren Bir Şeydir
 
“Bizim büyük düşünürümüz Hz. Mevlana’nın bize büyük bir öğüdü var. Diyor ki: “Söyle! Söyle ki, her söyleyen bir ark açıyor. Bir sonraki çağa su ulaştırıyor. Gerçi her çağın bir söyleyeni var, ama öncekilerin söyledikleri ona yar.”

Anlatmak istediği çok basit, çok net. İnsanlığın birikiminin, bir çağdan bir çağa akarken, ağaçların arasında akan su gibi akması gerektiğini söylüyor. Bütün şiirlerde, bütün felsefi metinlerde hep bu söylenir. İnsanın birikiminin bir sonraki çağa akması için sürekli sudan, nehirden ve denizden örnek verilir. Hiçbir zaman topraktan, havadan ya da betondan örnek verilmez. O sebeple suyun, denizin, nehirlerin temizliği insanlığın geleceği için yüzyıllar ötesinden beri bize ses veren bir şeydir.

Nitekim hepiniz bilirsiniz, beyaz adamın kendi topraklarını ve yaşadığı çevreyi kirletmesi karşısında Kızılderili şefi şöyle seslenir beyaz adama: ‘Çok merak ediyorum, her yeri kirletiyorsunuz. Son nehir kuruduğunda, son ağaç çürüdüğünde ve ekilecek son toprak kirlendiğinde beyaz adam acaba neyi yiyecek, neyi tüketecek?’

Onun bilgeliği endüstri toplumunda hala aramakta olduğumuz bir bilgelik.

Hindistan asıllı bilge Jiddu Krişnamurti  bize: ‘Dikkat edin! Doğa ile bağınızı keserseniz insanlıkla bağınızı kesmiş olursunuz.’ diye sesleniyor.

Bizim tarih, coğrafya, medeniyet konusunda büyük bir öğretmenimiz var. Bize kendi değerlerimiz içinde ufuk veren, vizyon veren, sosyolojinin babalarından İbn-i Haldun der ki: “Coğrafya kaderdir.”
 
Hakikaten yaşadığımız coğrafya bizim kaderimizdir. Eğer biz coğrafyamıza sahip çıkmazsak, coğrafyamızın kirlenmesine göz yumarsak aslında kendi kaderimizi, kendi hayatımızı, kendi çocuklarımıza bırakacağımız hayatı da kirletmiş oluruz.

Dolayısıyla bir devlet, tarihi içerisinde yürürken pek çok aşamadan geçer. Zaman zaman bir devlet çok yüksek mertebelere ulaşır, zaman zaman zayıflar, zaman zaman savaşlarla karşı karşıya kalır. Ekonominiz çökebilir, ekonomiyi yeniden kurarsınız. Ordunuz bir savaşta mağlup olabilir, savaştan sonra yepyeni bir ordu kurabilirsiniz. İdari sisteminiz çökebilir, idari sisteminizi yenileyebilirsiniz. Ama çevre, deniz ve toprak kirlendikten sonra onu bir daha geriye getiremezsiniz. O gittikten sonra coğrafyanıza ait bütün zenginliği göndermiş olursunuz.

O sebeple ordumuzdan, ekonomimizden, demokrasimizden daha kıymetlidir çevremiz. Çünkü bütün bunlar, bunun üzerinde varlık buluyor.

Benim Bakanlığım kuşkusuz çevre ve sürdürülebilir kalkınma arasında en doğru ilişkiyi araması gereken bir Bakanlık. Çünkü biz, Türkiye’nin kültürel değerlerini ve turizm değerlerini tanıtıyoruz. Bakanlığım 2013 yılından 2015 yılına kadar sadece kirlenmeyi önleyecek altyapı yatırımlarına yaklaşık 1 milyar liraya yakın para harcamıştır. Dolayısıyla bizim bundan sonraki bakışımız da bu çerçevede olacaktır.

Bu güzel çalışmayı gerçekleştirdiğiniz, bu güzel çalışmaya destek verdiğiniz için hepinizi kutluyorum, sevgiler ve saygılar sunuyorum.”   
 
(20.02.2015)       
 
  • Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.
  • Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.
  • Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.
  • Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.
  • Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Deniz Temiz Derneği/TURMEPA’nın ‘Çevre ve Deniz Temizliğinin Turizme Etkisi’ konulu 20. yıl etkinliğine katıldı.