BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal EMITT Turizm Fuarı'nın Açılışına Katıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal EMITT Turizm Fuarı'nın Açılışına Katıldı

Bakan Ünal: “Hiçbir ülke, bir ülkenin yaşadığı terör sorununu kendi rekabet avantajının bir parçası haline getirmemelidir.”

Türkiye’de belli ilçelerde devletin meşru güvenlik sağlama hakkının ve terörle mücadelesinin, Türkiye’nin tamamında bir güvenlik sorunu var gibi yansıtılması ahlaki değildir, insani değildir. Uluslararası ilişkilerin hukukuna da aykırıdır."
 
20. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın katılımıyla İstanbul’da açıldı.
 
Açılışta yaptığı konuşmada önemli mesajlar veren Bakan Ünal, turizmin asla uluslararası yaptırım konusu olmaması gerektiğini vurguladı. Terörün küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken Bakan Mahir Ünal, “Hiçbir ülke, bir ülkenin yaşadığı sorunu, hele hele bu ortak tavır alınması gereken bir terör sorunuysa, kendi rekabet avantajının bir parçası haline getirmemelidir.” dedi.
 
Turizmin ülkeler arasında ilişki kurmak ve ilişkileri iyileştirmek konusunda en başarılı sektör olduğunu, bu nedenle turizm fuarlarının önem arz ettiğini belirten Bakan Ünal,  ''EMITT’in gelmiş olduğu seviye ve dünya turizmine yaptığı katkı turizmin tüm paydaşları tarafından takdir edilmelidir.'' şeklinde konuştu.
 
Terör Her Yerde Seyahat Özgürlüğünü Tehdit Ediyor
 
“Turizm, ülkeler arası diyalog açısından çok önemli. Bugün devletler arasında hangi kriz yaşanırsa yaşansın turizm her zaman iyileştirici bir etkiye sahip. Bu sebeple, ülkeler turizm alanını bir yaptırım aracı olarak asla kullanmamalı. Uluslararası alanda hangi kriz yaşanırsa yaşansın, bu krizin daha sonraki süreçte iyileştirici ve çözüme kavuşturucu etkisini içinde saklayan temel alan turizmdir. Bu sebeple kesinlikle yaptırım aracı olarak kullanılmaması gerekir.
 
Bugün dünya düşüş yoğunluklu bir mücadele sürecinden geçiyor ve maalesef terör, bu karşılıklı mücadelenin bir aygıtı haline dönüşmüş halde. Terör her yerde seyahat etme özgürlüğünün, turizmin ve bununla ilgili her alanın temel engelleyicisi durumunda. Çünkü terör temel amaç olarak korku, endişe, kaygı ve bunlar üzerinden bir şiddet sarmalı oluşturmayı hedefliyor. O yüzden terörü herhangi bir ülkenin sorunuymuş gibi görmemek lazım. Terör küresel bir sorundur.
 
Geçtiğimiz günlerde Madrid’de UNWTO’nun güvenlik ve turizm konulu bir toplantısına katıldım. Bu toplantı bizim açımızdan oldukça sevindirici bir şekilde geçti ve toplantıdan, 'terör bir ülkenin sorunu değildir, turizmle her alanda ortak mücadele edilmelidir ve turizm iyileştirici bir etkiye sahiptir' sonuçları çıktı. Bu konudaki hassasiyeti sebebiyle UNWTO Başkanı Taleb Rifai’yi tebrik etmek istiyorum.”
 
Birileri Terörü Rekabet Avantajının Bir Parçası Haline Getirirse, Bu Kendilerini Vurur
 
“Tur operatörleri ve seyahat acenteleri çok önemli bir hizmet yürütüyorlar. İşin devlet tarafının çözüm ortakları durumundalar. Onlar dünyanın her tarafına, macera, keşfetme ve yeni yerler görme duygusunu taşıyorlar. Bu tür durumlarda devlete düşen temel sorumluluk sektörün önünü açmak, bir kolaylaştırıcı konumunda bulunmak.
 
Birçok ülke zaman zaman turizmle ilgili sorunlar yaşar. Örneğin geçmişte İspanya çok yoğun bir şekilde bu sorunları yaşadı. Biz de sorunlar yaşadık ancak son 12 yılda büyük bir gelişme göstererek 41 milyon turiste ulaştık. Bu başarının sürdürülebilir olması iki şeye bağlı:
 
Misafirlerimiz doğal olarak ürün çeşitliliği talep ediyor. Bu da üzerinde oturduğumuz uygarlıklar hazinesinin ve kültür birikiminin sunuma hazırlanması. Biz tur operatörleriyle bu konuda çalışmalar yürütüyoruz.
 
Diğer önemli mesele de terör. Bu anlamda da terörle mücadele etmiş ülkelerin deneyimlerini inceliyoruz.
 
Madrid’e bu mücadelede nelere dikkat ettiklerini sorduğumda şöyle bir cevap aldım:
 
‘ETA bir eylem yaptığında toplumun tüm kesimleri teröre karşı tek ses olurdu. Biz ülkemizin turizm alanındaki potansiyelini geliştirmek için büyük bir sorumluluk hissederdik.’
 
Biz de bugün büyük bir sorun yaşıyoruz. Bölgede 2.5 milyon mülteciyi misafir ediyoruz ve bu insanların herhangi bir rahatsızlığa maruz kalmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Bir taraftan bu sorunla uğraşırken, bir taraftan da terörle mücadele ediyoruz. Türkiye 789 bin kilometrekare ve sadece üç ilçesinde devam eden bir terörle mücadeleyi lütfen birileri sanki tüm Türkiye’de böyle bir görüntü varmış gibi sunmasın. Eğer birileri terörü rekabet avantajının bir parçası haline getirirse, bu kendilerini vurur. Çünkü terör küresel bir sorundur. Geçmişte İspanya, İngiltere yaşadı. Bugün de Fransa, ABD yaşıyor. Bundan fayda sağlamaya çalışmak uluslararası alanda kesinlikle kabul edilemez.”
 
Engelleri Aşma Konusunda Son Derece Tecrübeliyiz, Herkesin İçi Rahat Olsun
 
Şundan da emin olun: Biz kriz yönetimi, engelleri aşma konusunda son derece tecrübeliyiz. Bunu da aşarız. Mülteci sorunuyla da mücadele ederiz, turizm bölgelerinin güvenliğini gerektiği gibi alır, sektörümüze gerekli destekleri de sağlarız. Herkesin içi rahat olsun.
 
Hollanda, Almanya ve İspanya’da tur operatörleri ve sektör temsilcileri ile ülkemizin sektör temsilcileriyle sürekli görüşme ve iş birliği halindeyiz.
 
İnanıyorum ki EMITT, 30’uncu, 40’ıncı yıllarında dünyanın en büyük fuarı; İstanbul da dünyanın en büyük destinasyonlarından biri olacaktır. Türkiye’nin de 80 milyon turist ağırlayan, turizmini çeşitlendirmiş bir ülke haline gelecektir.”
 
Bakan Mahir Ünal açılışın töreninin ardından fuarı gezdi. Fuarı gezisi sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
 
Bakan Ünal Açılışın Ardından Gazetecilerin Sorularını Yanıtladı
 
Soru: Rusya ile yaşana uçak krizinin turizmi nasıl etkiledi?
Bakan Ünal: “Rusya ile birlikte yani milliyeti belli olmayan bir uçağın düşürülmesi ve bunun arkasından başlayan Rusya ile yaşadığımız sorun sürecinde, Türkiye çok rahat bir şekilde bu sorunu, bu krizi aşabilecek güçte. Her kriz aslında bize birçok fırsatı da sunmakta. Zaten biz son iki yıldan beri sektörün yapılandırılmasıyla, pazar çeşitliliği, ürün çeşitliliği ile ilgili yürüttüğümüz çalışmalar vardı. Son 10 gün içerisinde, Hollanda, İspanya, Almanya`da yaptığımız temaslarla, önümüzdeki sezonda Rusya`dan yaşanacak olası bir kaybı karşılayacak tedbirlerimiz aldık. Antalya daha yeni G20`ye ev sahipliği yaptı, Nisan ayından itibaren de EXPO 2016`ya ev sahipliği yapacak. EXPO 2016 biliyorsunuz olimpiyatlardan daha büyük ve etkili bir organizasyon. İçeriği çiçek ve çocuk olan önümüzdeki süreçte özellikle muhtemel bir Rus turist kaybından dolayı yaşayacağımız sorunu önümüzdeki sezon EXPO 2016 üzerinden telafi etme imkanımız var. Bu da bu ürün ve pazar çeşitliliği, sektörle ilgili yapısal değişimler, dönüşümler sürecinde hem bize bir süre kazandırması hem de krizi aşmakta bir kaldıraç oluşturması açısından önemlidir.”
 
Soru: Sultanahmet’teki patlamadan dolayı turist sayısında bir azalma oldu mu?
Bakan Ünal: “Terör olayları ve saldırılarının her şehir ve ülke için kaçınılmaz bazı sonuçları oluyor. Bunu Paris saldırısıyla Fransa yaşadı. İspanya, İngiltere yaşadı. Terör, özellikle seyahat özgürlüğünü kısıtlayıcı bir amaçla da çoğu zaman hareket ediyor, korku oluşturarak. İstanbul saldırısından sonra hem Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri’nin yaptığı açıklamada hem Almanya, Hollanda ve dünyanın değişik yerlerinden yapılan açıklamalarda teröre karşı dünyanın ortak bir tavır alması; İstanbul’a duyulan sevgiden dolayı İstanbul ile ilgili hem blogerların yazdıkları hem seyahat dergilerinin kaleme aldıkları yazılar, İstanbul’u aslında bir nevi sakınılmaması gereken, korunması gereken bir dünya kültür mirası olarak daha çok ön plana çıkardı. Yani dünya, terör amacına ulaşmasın diye İstanbul’a daha çok sahip çıktı. Eğer İstanbul’a sahip çıkmazsak, biz Roma'ya, Paris’e, sahip çıkamayız. Turizmi insanlığın ortak iyileşme alanı olarak görmemiz gerekiyor. Turizm, bütün ülkelerin siyasal ve uluslararası ilişkilerinden öte başka bir anlam taşıyor.
 
Ülkelerin turizm bakanlarının da uluslararası ilişkilerde, insanlığın üzerinde yükseldiği değerleri ve turizmin iyileştirici etkisinin koruyucuları konumunda, Dünya Turizm Örgütü de buna ciddi anlamda destek veriyor. Örgüt, bu konuda amacına uygun çalışmalar yürütüyor. O yüzden İstanbul’un bu patlamadan fazla etkilendiğini söyleyemeyiz. Tabii ki patlamadan hemen sonra rezervasyon iptalleri yaşandı ama sektörlerin temsilcileriyle yaptığımız görüşmeler ve girişimlerle bunu hızlı bir şekilde toparladık.
 
Şu anda Türkiye’nin üç ilçesinde devam eden terörle mücadele sürecinin, yurtdışına adeta 789 bin kilometrekarenin tamamında bir güvenlik sorunu varmış gibi yansıtılıyor. Bu kasıtlı olarak yapılıyor. Hiçbir ülke, bir ülkenin yaşadığı sorunu, hele hele bu ortak tavır alınması gereken bir terör sorunuysa, kendi rekabet avantajının bir parçası haline getirmemelidir. Türkiye’de şu anda terör örgütünün belli ilçelerde Cizre, Sur gibi vatandaşımızın güvenliğini tehlikeye atacak şekilde silahlı eylemlerde bulunmasına dönük devletin meşru güvenlik sağlama hakkını ve terörle mücadelesinin, Türkiye’nin tamamında bir güvenlik sorunu var gibi yansıtılması ahlaki değildir, insani değildir. Uluslararası ilişkilerin hukukuna da aykırıdır.
 
Bu konuyu birçok ülkede dile getirdik. Türkiye olarak şu konuda tek yürek olmamız gerekiyor: Turizm Türkiye'nin en önemli ekonomik hacimlerinden ve sektörlerinden birisini oluşturuyor. Her birimizin medya olarak, siyasetçi olarak, akademisyen olarak, STK olarak bu konuda çok hassas davranmamız gerekiyor.
 
İspanyollarla yaptığımız görüşmede onlara şu soruyu sordum: ‘Siz geçmişte terörle mücadele ettiniz aynı zamanda da bugün turizmde dünyanın en iyilerindensiniz ve 70 milyon turist alıyorsunuz. Terörle mücadele ederken turizm sektörünü nasıl korudunuz?’ Bana şunu söylediler: ‘ETA bir terör eylemi yaptığında biz üniversitelerimizle, siyasetçilerimizle medyamızla sivil toplum kuruluşlarımızla tek ses tek yürek olurduk ve buna tepki gösterirdik.' Ama şimdi baktığımızda maalesef terör örgütü adeta hem içeride hem dışarıda devlete, turizmimize dönük farklı terör eylemleri ortaya koyuyor. Bir tarafta hastayı almaya giden ambülansa ateş açıyor, bir taraftan ambülans gelmiyor diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Türkiye'yi şikayet ediyor. Türkiye bir taraftan terörle mücadele ederken ve Türkiye'de aklıselimin, sağduyunun terör eylemlerine karşı durması gerekirken, bakıyorsunuz maalesef terör eylemlerini adeta meşrulaştırmaya çalışan, öbür taraftan güvenlik güçlerinin devletin vatandaşın sokakların güvenliğini sağlamak için yürüttüğü mücadeleyi adeta bir savaş gibi dünyaya yansıtan yapılar mevcut. Buradan siyasetçilerimize, akademisyenlerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, toplumun sağduyulu tüm kesimlerine buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Tıpkı geçmişte İspanya’da, İngiltere'de olduğu gibi teröre ve terör eylemlerine karşı sağduyuyla tepki koymamız gerekiyor. Bu ülke hepimizin, biz turizmimizin zarar görmesini istemiyoruz. Bakanlık olarak biz gerekli tedbirleri alıyoruz.”
 
Soru: Diyarbakır’daki sokağa çıkma yasaklarına ilişkin neler söyleyeceksiniz?
Bakan Ünal: “Dünyanın hiçbir yerinde sokakları kazıp, bomba döşeyip elinize silah alamazsınız. Eğer siz bunu yaparsanız devlet vatandaşın güvenliğini sağlamak için, vatandaşın sokağa çıkma özgürlüğünü, güven ve huzur içinde yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri alır. Birileri şiddete, silaha, teröre başvurduğu sürece tabii ki devletin güvenlik güçleri güvenliği sağlamak için gerekli önlemleri alacaktır. Burada devlete ‘neden gerekli önlemleri alıyorsun’ demek yerine silaha, teröre, şiddete başvuranlara ‘neden bu yola başvuruyorsunuz' diye sormak gerekir. Devlet Anayasa'nın kendine verdiği sorumluluğu ve görevi sağlamak için tabii ki gerekli önlemleri alacaktır. Siz sokaklara çukurlar kazarsanız, o çukurlara bombalar yerleştirirseniz, barikatlar oluşturursanız, okullara bomba atar, ambülanslara ateş eder, hastaneleri, okulları yakarsanız tabii ki güvenlik güçleri görevlerini yerine getirecek. AİHM'e başvuruda bulunuyorlar. İlgili mahkeme incelediğinde başvuruyu yaptığı iddia eden kişinin başvurudan bilgisinin olmadığını görülüyor. Amaç sadece Türkiye'yi uluslararası alanda baskıcı, despot ve sanki Kürt halkıyla savaşan ülke olarak göstermek. Bizim vatandaşlarımızla, Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok.”
 
28.01.2016
  • 1.JPG
  • 2.JPG
  • 3.JPG
  • 4.JPG
  • 5.JPG
  • 6.JPG
  • 7.JPG
  • 8.JPG
  • 9.JPG
  • 10.JPG
  • 11.JPG
  • 12.JPG
  • 13.JPG
  • 14.JPG
  • 15.JPG
  • 16.JPG
  • 17.JPG
  • 18.JPG
  • 19.JPG
  • 20.JPG
  • 21.JPG
Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı Açılışı (EMITT)  
Etiketler: kültür, turizm, emitt